Yurt Dışında bir İş İçin Gerekli 6 Özellik
İş hayatınıza yurt dışında mı devam etmek istiyorsunuz? Uzun süreli bir proje için şirketinizi sizi başka bir ülkeye mi gönderiyor? Bir süre ülke dışında yaşamak istiyor ancak henüz kendinize güvenmiyor musunuz? Peki, yeni bir işe ve yeni bir hayata adım atmadan önce nasıl hazırlanacağınızı biliyor musunuz? Bu yazımızda işi için ülke dışına çıkmaya hazırlanan kişilere özel ipuçlarını paylaşıyoruz.
Yedi farklı ülkede 25 yıl boyunca expat olarak görev almış olan avukat ve yazar William Russel Melton, The New American Expat isimli kitabında farklı bir kültüre ayak uydurmanın püf noktalarından bahsederken şu öneride bulunuyor: “Yerel yaşam biçiminin dışında kalmayın. Ancak o kültüre kendinizi kaptırıp bir parçası olduğunuzda, yaşadığınız ülkenin ve insanlarının kişiliklerini anlamaya başlarsınız.”
Melton, her ne kadar bu kitabı kendi gibi Amerikalılar için yazmış olsa da kitabın büyük bir kısmı iş için ülke dışına çıkmayı düşünen herkes için geçerli bilgiler içermekte. Örneğin yazar, kendi ülkesi dışında çalışacaklar için olmazsa olmaz 6 kişilik özelliğini şu şekilde sıralıyor:
- güçlü iletişim becerileri
- uyum sağlama ve esneklik
- dürüstlük/açık sözlülük
- hoşgörü ve sabır
- espri anlayışı
- alçak gönüllülük
Güçlü iletişim becerileri için öncelikle kendinizi doğru ifade edebilme yeteneğine sahip olmalısınız. Söylemek istediğiniz şeyi söylemek istediğiniz şekilde ifade edebilmek için iş hayatında kullanacağınız dilde öncelikle yeterli kelime hazinesine ve özgüvene sahip olmak gerekir. Doğru kelimeleri doğru bir tonda söyleyerek karşınızdakine doğru mesajı verirsiniz. Benzer ancak farklı bir anlama gelen bir kelimeyi farkında olmadan kullandığınızda karşınızdaki kişi sizi yanlış anlayabilir, bozulabilir ya da küçümseyebilir.
Global iş hayatının ortak dili İngilizce olduğu için yanlış anlaşılmalar da genellikle konuşanın İngilizce becerisinden kaynaklanmaktadır. Profesyonel İngilizce veya iş İngilizcesi olarak adlandırılan dilde kendinizi doğru ifade etmek için öncelikle kelime hazinenizi zenginleştirmeli, aynı anlama gelen terimlerin ne zaman nasıl kullanıldığını anlamalı ve iş hayatında (özellikle sizin sektörünüzde) kullanılan deyimleri öğrenmelisiniz.
Kelime bilgisi dışında özgüven kazanmak için ise, sıklıkla İngilizce konuşacağınız ortamlarda pratik yapmalı, yurt dışında bir göreve gitmeden önce mümkün olduğunca uluslararası ekipler ile çalışmalı ve iş İngilizcesi konuşmayı günlük bir alışkanlık ve zorunluluk haline getirmelisiniz. Eğer mevcut işinizde İngilizce konuşmuyorsanız, yabancıların üye olduğu sosyal klüplere veya gruplara katılabilir, iş İngilizcesi eğitimleri alabilir, düzenli olarak İngilizce haber okuyup dinleyebilir ve mümkünse yurt dışına iş sebebiyle giderek (fuar, seminer, eğitim, toplantı vb.) yabancı iş insanları ile birlikte pratik yapma imkanı bulabilirsiniz.
Burada değinmek gereken bir diğer konu ise Türk insanının hata yapma korkusu ve bundan kaynaklanan çekingenliği. Yabancı dilde konuşulan ortamlarda sıklıkla kendi kabuğumuza çekilip söz almamayı tercih edebiliyoruz. Bu yüzden de bilgimizi, tecrübemizi ve kişiliğimizi gösteremiyor ve bir çok fırsatı kaçırabiliyoruz.
Öncelikle bilmemiz gereken İngilizce konuşan Türkü en çok eleştiren ve yargılayanın da yine Türk olduğu. İnanın hiçbir Amerikalı, hiçbir Fransız hatalarımızı bizim önemsediğimiz kadar önemsemiyor. Dolayısıyla uluslararası ortamlarda İngilizce konuşurken çok daha rahat olmak ve kimin ne düşündüğünü takmamak önemli.
İkinci bir nokta ise, bir yerden başlamak gerektiği. İngilizce (ve profesyonel İngilizce) seviyesinin pratik yapmadan gelişmesi imkansız. İlerleme ancak hata yaparak da olsa konuşarak, bildiklerimizi kullanarak, bilmediklerimizi yolda öğrenerek ve bol bol pratik yaparak mümkün. Karşımızdakinin ne düşündüğünü çok takıyorsanız, görüşlerini çok takmayacağınız bir ortamda pratiğe başlayın. Kendinizi önce sosyal bir grupta; ardından özgüveniniz arttıkça iş ortamlarında İngilizce konuşmak zorunda bırakın.
Melton’un kitabına geri dönecek olursak, yazarın saydığı diğer 5 özelliği de karşı tarafa yansıtmak için güçlü iletişim becerilerine sahip olmak şart. Uyum sağlamak ve esneklik göstermek için, dürüst ve hoşgörülü olmak için, esprileri anlayabilmek ve yeri geldiğinde espri yapabilmek için ve karşınızdakine (özellikle de bir yönetici iseniz ekibinize) tevazu ile yaklaşabilmek için doğru yerde doğru kelimeleri kullanmak gerekir.
Siz ekip arkadaşınıza iyi niyetle bir öneride bulunduğunuzu varsayarken karşı tarafın kullandığınız kelime yüzünden ona emir verdiğinizi sanması mümkün. Aynı şekilde siz yöneticinize bir bilgi verirken tercih ettiğiniz kelime yüzünden ondan izin bahşetmesini bekliyormuşsunuz gibi durabilirsiniz. Bu tür yanlış anlaşılmaların önüne geçmek ve işleri gereksiz yavaşlatacak iletişim kopuklukları yaşamamak için expat yolculuğuna çıkmadan önce doğru ve güçlü iletişim becerilerini geliştirmek şart.
İşin en tatlı tarafı ise, siz İngilizce iletişim becerilerinizi kullandıkça ve bu bahane ile yabancı iş ve sosyal çevrenizi genişlettikçe kulağınıza gelen iş imkanları ve duyumlar da parallel olarak artacak ve kariyerinize yurt dışında devam etme olasılığınız da yükselecektir.
Eğer yurt dışında bir kariyer düşünüyorsanız Culture&Communication odaklı Expat Program/Working Across Cultures Eğitimimiz hakkında daha fazla bilgi alın.
“Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince referans gösterilmeden yayınlanamaz”
