Yeni Nesil Liderler: Kadınlar

Otorite ve yakın kontrol temelli liderlik artık işe yaramıyor. Eğer geleneksel şekilde yönetilen bir aile şirketinde çalışmıyorsanız, bu tür bir liderlik türünün artık demode olduğunu ve etkisiz kaldığını farketmişsinizdir.

Günümüz iş dünyasında kesin işe giriş çıkış saatleri artık yerini flexitime sistemine bıraktı. Trafikte geçen saatler yüzünden çalışanını mutsuz etmek istemeyen şirketler, ofiste olma şartını artık home office imkanları ile değiştirdiler. Eğer modern bir yönetime sahip bir şirkette çalışıyorsanız yöneticiniz yaptığınız işin değerini ofiste geçen süreyle değil, işin kalitesine bakarak belirliyordur. Eğer siz de çok moda olan lean bir yapıya geçtiyseniz, iş yerinde saygı, koltuk veya ünvanla değil, tecrübe ve bilgiyle oranlı kazanılıyor demektir.

Böyle bir dünyada da artık “emredersiniz” diyen, otorite ile hizaya gelen çalışanlar ve onlara uygun müdürler tercih edilmiyor. Eskiden “atla” dendiğinde “ne kadar yükseğe” diye cevap veren çalışanların çocukları ve torunları aynı şey onlara söylendiğinde arkalarını dönüp gitmeyi tercih ediyorlar. Günümüzde, herkesle etkili iletişim kurabilen, ekibini motive edebilen, söylediğiyle değil yaptığı ile (“lead by example”) örnek teşkil eden liderler aranıyor.

Peki bu tür bir lider tanımı en çok kimlere uyuyor? Kadınlara!

Executive English Coaching’de büyük çoğunluğu yöneticilerden oluşan danışanlarımızın yüzde 70’i kadın. Kadınlar, iş hayatında iletişim becerisi kuvvetli, empati duygusu yüksek, otorite kurarak değil katılımı teşvik ederek ekip yöneten liderler oluyorlar. Hem ekiplerinin hem kendilerinin profesyonel gelişimlerine değer veriyorlar. Eksik yönlerini bilip, kendilerini geliştirmekten korkmuyorlar. Aksine, kendilerine sürekli yeni yetkinlikler katarak ve daha etkili iletişim kurarak, bilgilerini ve düşüncelerini çekinmeden ifade edebiliyorlar. Bunu İngilizce konuşurken de başaran kadınlar, geçmiş yıllarda kadınların çok nadir yer aldığı ülke müdürü, genel müdür veya bölgeden sorumlu başkan gibi şirketlerin en üst seviyelerinde global görevlere geçiyorlar.

Bu örneklere daha çok kadının eklenmesi, daha çok sayıda kadının iş hayatında lider olması için önümüzdeki en büyük engel kadınların kendileri hakkındaki algıları. Üstelik, istatistikler de bu algıyı değiştirmek konusunda yardımcı olmuyorlar. Uluslararası Çalışma Örgütü 2018 verilerine göre, dünya genelinde kadınların yalnızca %48’i çalışıyor. İş hayatındaki her 10 erkek başına yalnızca 6 kadın iş gücünde yer alıyor. Kariyer merdiveninde üst basamaklara çıktıkça bu eşitsizlik daha da artıyor: Fortune 500 listesindeki üst düzey yöneticilerin yalnızca %7.9’u kadınlardan oluşuyor.

Ancak bu rakamlar umudumuzu kırmasın. Görünen o ki, değişen iş dünyası dinamikleri sayesinde kadın lider sayısı gitgide artacak. Global iş dünyasında tercih edilen liderlik şekline en uygun yetkinliklere sahip olanlar kadınlar olacak. Aslında kadınlar iş hayatında değer gören bu tür bir liderliğe erkenden hazırlanıyorlar. Kariyerinin yanında ev yönetimi, çocuk bakımı, aile ilişkileri, sosyal hayat ve tatil planlamasına da vakit ayırabilen kadınlar zaten çoktan lider pozisyonundalar.

Günlük uğraşlar içerisinde sürekli geliştirdikleri detay odaklı yönetim becerileri, yüksek EQ seviyeleri ve kişileri motive etme becerilerini farkedip, bunları iş hayatına yansıtabilen kadınlar çok hızlı şekilde yükselecekler. Yeni nesil liderlik için gerekli becerilere zaten sahip olduğunu farkeden kadınlar, evde, aile içerisinde ve sosyal hayatlarında sürekli kullandıkları güçlü yanlarını aynı öz güven ve rahatlık ile iş yerinde ekip ve toplantı yönetimlerinde kullanacaklar. Ve zamanla erkek egemen liderlik koltuklarına geçen kadın liderler, bugünün kız çocuklarına, yarının yöneticilerine liderlik yolunu açacaklar.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun!

“Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince referans gösterilmeden yayınlanamaz”